3 Eylül 2018 Pazartesi

Bekle dedi gitti ben beklemedim o da gelmedi

Anlatacağımın başlıkla ilgisi yok belki ama duygum tam da Duman'ın o şarkısı.

Şu başından beri okuduğunuz maceranın kahramanı artık üniversiteye hazırlanıyor.

Bugün... önerilen ve bizim her yıl destek diye aldığımız kitapları almak için Kadıköy'e gittik. Arada bir eczaneye uğramamız gerekti. Tanıdık eczane.. girdik içeri, hoşgeldiniz dedi kızım gibi gördüğüm Merve.

Bir kadın konuşuyor anlatıyor önünde ben de bekledim işi bitsin diye. Kadın diyor ki; arkadaşından duymuş, bir ilaç varmış konsantrasyon arttırıyormuş. Var mı diye sordu. Var dedi Merve. Reçeteli değilmiş ilaç. 140 liraymış.

Kadın dedi ki: Ama bu çocuğu hareketli yapıyormuş, hem hareketli yapmayan hem konsantrasyon arttıran var mıymış?

Merve dedi ki: Kafein var bunun içinde hem her yer çalışsın hem rafta şişe olsun yok öyle bir şey.

Ayy... ben sonra gelirim diye çıktım dışarı. Kırmızı hap, sihirli değnek... Kadını karşıdaki kahveciye çekip beş saat konuşabilirdim. Faydası olur muydu sizce?

İnşallah olmazdı demişsiniz ve kırmızı hap sihirli değnek olmadığını bilmişsinizdir.

Bu kadar yıl sonra travmaydı... inşallah alınmamıştır o ilaç.

12 Temmuz 2018 Perşembe

Öyle öksüz çocuk gibi bırakmışım buraları... Ayıp etmişim.

Son durum: Artık 11. sınıf öğrencisi. Her dönem takdirle geçen bir genç kız. İlk romanını yazdı geçen yıl. Kısmetse bu yıl sonuna kadar raflarda olacak.

O kadar kelime kartı boşa gitmemiş. Türkçeyi ve öğrendiği iki yabancı dili kurallarına uygun ve çok kelimeyle konuşabilen ve yazabilen bir insan oldu.

Çocukluğunda kitap okumuyor diye üzülüyordum, şimdi elinden kitap düşmüyor. Günlük tutmaya devam ediyor. Tarihe, tarihi eserlere ve müzelere merakı var. Gezme anlayışı AVM'ler değil müzeler. İstanbul'u sokak sokak keşfetmeyi seviyor.

Yıllar boyunca bu "geç konuşma" işinden söz etmeyi sevmezken geçenlerde birine gayet rahat "ben geç konuştum biraz" deyiverdi. Bunu da aşmış içinde, geçti bitti demiş besbelli. Hem içim cız etti o günleri hatırlayınca hem göğsüm kabardı kendini kabul edip aştıkları ile barıştığını gördüğüm için.

Oldu yani, oluyor...

Hala okuyan varsa, yol uzun ve şartlar çetin olabilir ama neydi sihrimiz? Sevgi, emek ve sabır.

Annesi olarak bu benim son gönderim. Sayfaların anahtarını ona teslim ediyorum artık. Belki ilerleyen zamanda o devam etmek ister.

Sonu iyi biten bir hikaye oldu bizimkisi. Buralara aynı nedenle geldiyseniz sizin hikayenizin de mutlu sonlanmasını dilerim.

Hoşçakalın.