1 Aralık 2010 Çarşamba

O ders diil

Epey oldu yazmayalı. İşler yolunda gitmeye başlayınca başka türlü heyecanlar başlıyor ve motivasyonunu kaybediyor insan. Okul, ders, ödev,  olan, biten.. destek olma, yardımcı olma, kimi zaman delirme... Hepsi birden..

Dün 8-9 sayfa ödevi vardı. Eskiden hep yanında oturur soruları onun anlayacağı gibi tercüme ederdim hep. Bu yıl yine yakınlardayım yalnız bir fark var artık. Okuyor, anlıyor, cevaplıyor, nadiren ne demek istiyor diyerek bana soruyor. Soruların soruluş biçimleri o kadar çeşitli ki, başlangıçta sinirlendiriyordu beni. Sonra farklı tür sorularla aynı şeyi sormanın da bir eğitim türü olduğunu anladım. Çoğu insana çok normal geliyor böyle şeyler. Bizde çalışarak üstesinden gelinecek bir basamak.

Bugün okuldan mesaj geldi. "Öğrencimiz ödevini yapmamıştır. Bilginize..." Nasıl yani??? Dün gece yaptı, ben de kontrol ettim.

Akşam eve geldi, mesajı gösterdim. Cevap "İngilizce o". AĞzım açık kaldı, en sevdiği ve ne komiktir ki en başarılı olduğu ders İngilizce..

- Kızım neden yapmadın ödevini, neden yazmadın defterine?

- Ders diil ki o! Ben dersimi çalıştım.

- Yok ya! Peki ders değil de ne?

- Eğlence!

Buyrun bakalım. Okul yolu göründü bana. Anlat bakalım anlatabilirsen öğretmene...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder