2 Eylül 2010 Perşembe

Konuşuyorlar aslında ama kendi dillerinde..

Kızım 18 aylıktı, akşam yemeğini hazırlarken "Hadi kızım çağır ağabeyini yemek yiyeceğiz" demiştim ve merdivenin başından ağabeyine şöyle seslenmişti.

Agi magi... Hop aşa! Mama mama...  "Abi aşağı gel, yemek yemek" demek. Dikkat ettiniz mi bilmiyorum biz "yemek yiyoruz". Eeee ne yiyeceğiz? Kendinizi çocuğunuzun yerine koyun. Biz mamayı mamalıyoruz. Yani mama mama..

Çocuğumuzun bu döneminde o kadar iç içe oluyoruz ki farkına varmadan biz de bu dili konuşmaya başlıyoruz. Şimdi dönüp geçmişe baktığımda fark ediyorum ki biz kızımla her zaman konuşmuşuz. Ama... hangi dilde? Çamaşır asarken, ya da bulaşık makinasını boşaltırken son derece melodik "almaya geldi nomuş... ba bu ayım" cümlelerinin Calgonit reklamından aşırma... "İnanmıyorum tertemiz olmuş, ben bunu alırım" demek olduğunu, hava alanına giderken "Uçağa binelim mi kızım?" sorusuna şomana... fiyofu cevabı alındığını ve bunun "shop and miles the original" anlamına geldiğini anneler gayet güzel anlıyor ve iyi ki de anlıyor...

Tinkirte tekir kedi, mauga domates vs... Elbette her çocuk yeni konuşurken böyle bir dil geliştiriyor, bizim sorunumuz bu dili kullanmakta ısrar etmesi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder