2 Eylül 2010 Perşembe

Modaya uyduk biz de otistik olduk

Kızımızın konuşmama sorunun başladığı dönemde radyolarda, televizyonlarda, gazetelerde hatta reklamlarda bir otizm salgını vardı. Tamam kabul ediyorum erken teşhis önemli, kabul ediyorum buna karşı kurulmuş eğitim kurumları çok yararlı ve önemli, kabul ediyorum farkındalık yaratmak da çoook önemli... Ve soruyorum kaç çocuğun ve kaç anne babanın hayatı  kötü niyetle, bilgisizlikle, yanlış veya yanıltıcı teşhisle berbat edildi?

10 dakikalık birlikte olmanın sonunda "bu otistik" diye tanı koyana uzman mı deniyor? Araştırıp, öğrenip, başka görüşler alıp aynı uzmana gidilip "ben sana otizmi bir anlatayım, anlaşılan sen bilmiyorsun" dendiğinde "otizm çok geniş bir yelpaze, bu bu yelpazenin neresinde ona bakarım" diye bir de hatada ısrar eden nasıl hala meslekte kalabiliyor?

Kalabiliyor, olabiliyor.

Otizmin olmazsa olmaz üç belirtisi var ve bu bile yeterli değil teşhis konması için. Yine de bu üç belirtiyi yazacağım. Aklınızda bulunsun. Lazım olacak...

1. Çocuk asla göz teması kurmaz.

2. Dokunmaz.

3. Dokundurtmaz...

Kızım hep gözlerimin içine bakarak büyüdü, en sevdiği şey sarılıp okşamak ve okşanmak. Bu nasıl otizm?

Burada doktor adı vermek istemiyorum ancak elleri öpülesi bir doktorun adını anmadan geçemeyeceğim. Prof. Dr. Aysel Ekşi... Size bütün bu otizm modasına uyanlardan kurtulmamızı sağladığınız için ve çok yerinde önerileriniz için minnettarım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder